Küresel ısınmanın olumsuz etkilerini azaltma çabaları devam ederken, bilim insanları havacılık sektörüne dair dikkat çekici bir öneri sundu.
Karbon emisyonlarının önemli ölçüde azaltılması hedefi doğrultusunda, uçakların ortalama olarak %15 daha yavaş seyahat etmesi gerektiği vurgulandı. Bu durum, uzun mesafe yolculuk yapan yolcular için seyahat sürelerinin artacağı anlamına geliyor.
Uzmanlar, bu önlemin yakıt tüketimini %5 ile %7 oranında azalmasına ve karbon emisyonlarının düşmesine katkıda bulunacağını ifade ediyor.
HEDEFLER TUTULAMAYABİLİR
Bilim insanları, raporunda, "Eğer hızlı ve kararlı bir şekilde harekete geçilmezse, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma imkanını kaybetme ve gerekli olan kritik teknolojik ve ticari dönüşümlerin gecikme riski ile karşı karşıya kalırız." açıklaması yaptı.
Araştırmacılar, "Havacılıkta yakıt tüketiminin azaltılması, yeni uçak ve motor teknolojileri ile geliştirilmiş operasyonel verimlilik gibi geleneksel yöntemlerle mümkün olabilir." bilgisini paylaştı.
'Havacılık Etki Hızlandırıcı modeli, çeşitli kaynaklara dayanarak, bu geleneksel yaklaşımların 2050 yılına kadar yakıt tüketiminde %22'ye varan bir azalma sağlayabileceğini öngörüyor.
Ancak bu önlemlerin uygulanabilmesi için sistem genelinde bir değişim gereklidir ve bu nedenle bazı cesur verimlilik önlemleri şu anda erişilebilir değildir.
Eğer bu önlemler hayata geçirilirse, 2050 yılına kadar yakıt tüketimi %50'ye kadar düşürülebilir.
İlk cesur hamle, uçakların emeklilik yaşını 30'dan 15'e indirme hedefiyle filo yenileme süreçlerinin hızlandırılmasını içeriyor.
Uzmanlar, bu değişikliğin yakıt tüketimini tek başına %11 ila %14 oranında azaltabileceğini belirtiyor.
İKİNCİ ÖNLEM: UÇUŞ HIZINI DÜŞÜRMEK
İkinci cesur adım, uçakların uçuş hızını yaklaşık %15 oranında azaltmak ve bu sayede yakıt tüketimini %5 ile %7 arasında azaltmak olarak belirtiliyor.
Araştırmacılar, bu durumun yolcular arasında pek memnuniyetle karşılanmayacağını kabul ediyor.
Son olarak, daha fazla uçağın tasarım aralığında uçurulmasının yakıt tüketimini %4 ila %7 oranında azaltabileceği ifade ediliyor.
Uçuş sürelerinin daha da uzaması ise uçma korkusu yaşayanlar için olumsuz bir durum teşkil edecek.
Uçuş korkusu, aerofobi olarak da bilinir ve her on kişiden birini etkilediği tahmin edilmektedir; ancak bazı araştırmalar bu oranın daha yüksek olduğunu öne sürmektedir.
Uçma korkusu olan bireyler, uçma düşüncesiyle birlikte artan kaygı ve panik ataklar yaşayabilir. Bu durum nedeniyle birçok kişi uçak yolculuğundan kaçınmaktadır.