İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması, Türkiye'deki siyasi iklimin gerilmesine neden olurken, finansal piyasalarda da ciddi dalgalanmalara yol açtı. Bloomberg'in aktardığı bilgilere göre, İmamoğlu'nun gözaltına alınması yatırımcıların Türkiye'deki siyasi riskleri yeniden değerlendirmesine sebep oldu.
Yetkililer, devlet bankalarının TL'yi desteklemek amacıyla yaklaşık 8 milyar dolar satış yaptığını belirtse de, bu müdahaleye rağmen döviz kurundaki kaybı durdurmanın mümkün olmadığını ifade etti. Bloomberg, siyasi belirsizlikten ötürü yatırımcıların TL varlıklarından hızla uzaklaştığını, bunun da Türkiye'nin borçlanma maliyetlerini artırdığını vurguladı.
Piyasalardaki bu ani düşüşün temel nedeni, muhalefetin en etkili isimlerinden biri olarak öne çıkan İmamoğlu’nun gözaltına alınması oldu. Monex Europe'un makro araştırmalar direktörü Nick Rees, yaşanan olayı "sistem için büyük bir şok" olarak tanımladı.
Rees, “Piyasalar son günlerde siyasi riskleri göz ardı etmişti. Ancak İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla birlikte Türkiye’nin siyasi risk priminde hızlı bir artış görüldü” dedi. Bloomberg, bu olayı uluslararası yatırımcıların Türkiye'de yatırım yapmanın risklerinin yeniden değerlendirilmesine neden olan bir durum olarak nitelendirdi.
“TÜRKİYE’NİN RİSK PRİMİ ARTTI”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomik dalgalanmayı yatıştırmak amacıyla bir açıklama yaptı ve hükümetin ekonomi politikalarında herhangi bir değişiklik yapılmayacağını belirtti. Ancak Bloomberg, bu açıklamaların yatırımcı güvenini geri kazanmaya yeterli olmadığını bildirdi.
* Sabah saatlerinde Türk lirası, dolar karşısında yüzde 11 oranında değer kaybederek 40 seviyesini geçerken,
* Bloomberg raporuna göre, Merkez Bankası'nın müdahalesi sonrasında dolar 38,85 seviyesine inmesine rağmen, günlük kayıptaki oran yüzde 5,5 olarak kaldı.
* Borsa İstanbul 100 Endeksi, açılışta yüzde 7 düşüş yaşadı ve işlemler devre kesici nedeniyle durduruldu.
* 10 yıllık tahvil faizleri 139 baz puanlık artışla yüzde 29,58 seviyesine yükseldi.
Londra merkezli Coex Partners'tan Henrik Gullberg, Bloomberg’e yaptığı değerlendirmede, “Piyasanın verdiği tepki boyutunun şaşırtıcı olduğu söylenebilir; ancak Türkiye'de muhalefete yönelik baskıların artması beklenmedik bir durum değil” dedi.
İMAMOĞLU: “BU SÜREÇ SİYASİ BİR MÜDAHALEDİR”
İmamoğlu, gözaltına alınmadan önce ekip aracılığıyla yayımladığı bir ses kaydında, “Polisin siyasi bir araç haline getirildiğini” ifade etti. CHP yönetimi ise, İmamoğlu'na yönelik suçlamaların hukuki değil tamamen siyasi olduğunu, hükümetin İmamoğlu'nu siyasetten silme amacı taşıdığını dile getirdi.
Bloomberg'in aktardığı bilgilere göre, İmamoğlu’nun gözaltına alınması, Türkiye'deki muhalefete yapılan baskının en son örneği oldu. Ocak ayında milliyetçi siyasetçi Ümit Özdağ’ın tutuklanması, muhalif gazetecilere yönelik açılan soruşturmalar ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yıllardır hapiste tutulması, Türkiye’deki siyasi baskının giderek arttığını gözler önüne seriyor.
2028 SEÇİMLERİ ÖNCESİNDE MUHALEFETE YAPILAN BASKILAR ARTACAK MI?
Resmî takvime göre, Türkiye'de bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2028'de gerçekleştirileceği öngörülüyor. Ancak Bloomberg, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının, erken seçim olasılığını gündeme getirebileceğini kaydetti.
Eğer Erdoğan, iktidarını sürdürmek istiyorsa, ya anayasa değişikliği ile üçüncü kez adaylığını güvence altına alması ya da erken seçim kararı alması gerekecek. Bu süreçte muhalefetin güçlü isimlerinden biri olan İmamoğlu'nun saf dışı bırakılması, Bloomberg’in ifadesine göre bu planların bir parçası olarak değerlendirilmektedir.